Pune'dan mektup var!

Nerde kalmıştım hah mektup diyordum yazamadım Suriş'le gün geçiveriyor bazen yakalayamıyorum:)
İstanbul'a döner dönmez oturdum bilgisayarın başına dedim çok sevgili Iyengar'a bir mektup yazacağım ve ona durumu anlatacağım. Aaaa bir baktım ona ait hiçbir mail info bulamıyorum ama Pune daki enstitunun mektup adresi var! Şimdiki aklım olsa böyle bişi yapmazdım ama o zaman daha bir duygusalım galiba hevesim kırılmış vs. Dedim ki " siz ki bu kadar emek vermiş ve ıyengar sistemini  kurmuşsunuz ama ne yazık ki yetiştirdiğiniz eğitmenler sizin kadar titiz değiller! Dünyanın bir ucundan gelen bir öğrenciyi  uçak rötar yapıp geç kaldığı için taaa 2 ay önceden parasını ödeyip kayıt olduğu bir kursa almayıp geri çeviriyorlar onlar sizin kadar özverili değil! Ben İstanbul' da bir öğrencinin kapıdan gönderildiğini görmedim ne yapıp edip bir yer bulunur." Sizden ricam en azından beni kendi sınıfınıza almanız!" ...... Hayalkırıklığımı anlatan uzuuun bir mektup...
Iyengar'ın öğrenci kabul etme şartlarının ne denli zor olduğunu biliyorum.. Dedim bari şansımı deneyeyim! Aradan tam iki ay geçti ben artık umudu kesmişim..arada bir postayı yoklasam da tık yok. Derken bir baktım üzerinde anlamadığım sanskritçe mühürler olan ve zarf açıldığında aynı zarfın mektuba dönüştüğü o mektup! Heyecandan kalbim gümbür gümbür!
Diyor ki Sevgili Iyengar,
" Başına gelen için bana kızma, o okulla bir bağlantım yok konudan haberim de yok. Bn şu an çok yaşlıyım sadece kendi pratiğimi yapıyorum ders vermiyorum pek ama istersen kızımın  ya da oğlumun sınıflarına gelebilirsin..eğer sana paranı geri vermedilerse söyle o zaman onlarla konuşacağım."
Ve defalarca onun bu durumla alakası olmadığını ona kızmamamı yazmış... Bu cevabı aldıktan sonra öyle üzüldüm ve utandım ki inandığı yogaya bu kadar emek vermiş büyükdedem yaşındaki bu insanı suçlamış gibi oldum aslında ben onu suçlamamıştım hiç ama o öyle algıladı... paramı elbette ki geri almıştım ki bu umrumda bile değildi ki benim... Oysa o para kısmına çok takılmıştı nedense.. Binlerce insanın saygı duyduğu ayaklarına eğildiği bu adam sadece cevap atmaya zaman ve niyet ayırdığı için bile beni öyle büyülemişti ve mutlu etmişti ki tüm hayalkırıklığım silindi gitti.. İçten ve saflıkla yazılmış cevabından sonra bu kadar insanı peşinden sürükleyen, insanların günlerce kapısında yattığı ve bazen içeri kabul edilmediği bu tatlı sert yogi hayalkırıklığımı anladı ve ruhumu yumuşattı. Bir kez daha anladım onun neden farklı olduğunu. Bazen en sert görünen insanlar bile beklemediğiniz çocuksu bir yumuşaklıkla size geri dönebilir!
Bu olaydan geriye hiçbir kızgınlık ya da hayalkırıklığı kalmadı ben de ama öyle güzel bir mektup kaldı ki başucumda saklarım onu ben!

" All may be able to do yoga but only one in a million is fit to be called a Yogi." B.K.S Iyengar

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hatta bazen uzak kalıp özlemek...

Eskiyi yıkmak yeniyi kucaklamak hep kolay olsa..

Bir mektup ki başucumda saklarım onu ben...