Doğum bırakmayı öğrenmekmiş, ben daha yeni öğrendim...
Aylarca
süren heyecanlı bekleyiş sona erdi…Nihayet pamuk prensesimi, minik tavşanımı
kollarıma aldımJÇok şükürJ
Başından
beri kararlıydım herhangi bir aksi gereklilik olmadığı sürece doğal doğum
yapacaktım.Öyle de oldu.. Doğum bir kadının başına gelebilecek en güzel bazen
de en dönüştürücü deneyimlerden biri!
Doğum
deneyimimde yanımda olan birtanecik eşime, doğum koçum sevgili Asude Ebe’ye ve
doktorum Selçuk Somer’e ne kadar teşekkür etsem azdır herhalde..
37. haftada
istediğim gibi rahat bir doğum
yapabilmek için doktorumu değiştirdim etrafımdakilerin şaşkın bakışları
altında.İyi ki de yapmışım! Keşke diyeceğime iyi ki dedimJ
38.haftaya
geldiğimde amniyotik sıvıdan sızdırdığımı düşündük.Daha doğrusu bana öyle geldi
ve herkesi telaşa verdim.Birçok doktor böyle bir şüphede direk sezeryana
yönlendirirken doktorumun sakin yaklaşımıyla hiç acele etmedik ve nitekim ben
boşuboşuna ortalığı tutuşturmuşum.Hehe hamileler böyle şeyler yapabiliyor hele
ki son haftalarda iyice sabrınız azalıyor..
19 ağustos
Pazar sabahı nişan dedikleri izle uyandım.Ve oh dedim bebiş bugün yarın
geliyor..O gün bayram olduğu için her ne kadar sancılarım başlamış olsa bile
annemle yemeğe çıktık. Doğumda hiç kimseye haber vermemeye karar vermiştik
etrafta benim için endişelenen bir enerji istemiyordum.Annemi şüphelendirmemek
için sancılarımı idare ettim ve güzel bir bayram yemeği yedik. Gece olduğunda sancılarım düzensiz de olsa
sıklaşmaya başladı yine de tolere edebiliyordum. Saat 1 gibi sevgili Asude Oflaz’ı
aradım. Dedim doğum başlıyor galiba.Hemen atladı geldi. Geceyi beraber salonda
kanepede kah sohbet ederek kah uyuklayarak geçirdik.Onun yanımda olması sonsuz
bir güven veriyordu.Yaptığı muayenede açıklığım sadece 1 cm di ve daha çoook
başındayız ama belli olmaz dedi. Açıkçası biraz moralim bozuldu ama yapacak bir
şey yok oluruna bıraktık.. Yemek yedik, yürüyüş yaptık, sıcacık elleriyle
defalarca kalçamı kuyruksokumumu ovdu, masajlar yaptı.Ve sihirli çantasından
çıkardığı homeopatilerle beni tüm gün boyunca sakinleştirdi destekledi.Akşama
doğru açıklığımın artmadığını görünce doktorumla görüştük ve hastaneye gitmeye
karar verdik. Küçük bir dokunuşla doğum hızlanabilir hafif bir suni sancı
desteği yetecek görürsün dedi. Aslında suni sancıya karşı olsam da teslim
oldum.Doğumun başlangıç aşamalarını yanınızda güvenilir biri varsa evde
geçirmek psikolojik olarak gerçekten çok rahatlatıcı.hastane ortamı insanı
gerçekten gerebiliyor..
Derken yola
çıktık ve hastane köprünün diğer tarafında olduğundan hesaba katmadığımız
trafiğe takıldık.Ben sancılar geldikçe arabada zıpzıp zıplarken Asude tatlı
tatlı ben rahatlatıyor,Sinan ise bir eli direksiyonda bir eli elimde, aşkım
elimi sık diye teselli veriyordu.İşin ilginç tarafı canımı bu kadar acıtan
doğum sancısı değil aylar önce 20 kat merdivenden üzerine yuvarlandığım kalçam
oldu.Doğum beni hassas yerimden vurmayı seçmişti. Kalçamı koparıyorlar gibi
ateşe vermişler gibi bir acıyla kıvranıyordum her sancı dalgasında..Hastaneye varmadan sezeryan ihtimali aklıma düştü ve
kalçamın ağrısından belki kurtulurum diye cepte tutuyordum onu ama kimseye
söyleyemeden.Derken hastaneye geldik. Allahım kağıtlar imzalatıyorlar, formlar
doldurtuyorlar ben ne zaman odaya gideceğiz diye beklerken fışkırmaya başladı
gözyaşlarım küçük bir çocuk gibi ağladım ağladım ve Asude’ye bombayı patlattım.”Ben
sezeryan olmaya karar verdim Asude”
Bana muzip
ama ciddi bir bakış attı ve sonra güldü dedi ki “Haha ben senle bu kadar
uğraşmışım izin verir miyim sanıyorsun?Herşey çok güzel olacak!”
O sırada
yoğun bir sancı geliyor…”Hadi canım sen nefes al ve oooohhhggg sesli üfle”….Hastane
de ooohhh çeke çeke odama çıktık.Doktorum geldi ve yüzünde bir gülümseme aaaa
açıklık 4 cm olmuş. Anladık ki trafik ve stres bana yaramışJ
Evde lavmanımı
kendim yaptığım için hastanede gerek kalmadı..Doğum öncesi böyle prosedürler
var maalesef ben kendim yapmayı tercih ettim…
Bayram
olması nedeniyle katta sadece biz vardık ben 15 dakika NST hariç hiç yatmadım
kah çömeldim kah pilates topuna oturdum kah voltalar attım.Bomboş koridorlarda
istediğim gibi gezindim bağırdım, ağladım, kocamın getirdiği çilolatalı
kurabiyelerden yedimJ
Derken
açıklığım 7-8 cm e geldiğinde kalçamın acısı tavan yaptı.Sinanın elini zorla
tutup kalçama bastırtıyordum artık…Ve içimdeki kaçak yine ortaya çıktı bu sefer
epidural istiyorum diye tutturdum.Dayanamıyorum epidural verin!!!!!!
Sinan’ın
bana kıyamayacağını bildiğimden nazımı ondan yana kullanıyor ve gözyaşlarımla
ona yalvarıyordum ki benim bana hiç kıyamayan kocam az kaldı biraz daha dayan
yaparsın sen gibi şeyler söylemeye başlayınca odadaki herkese sinirlenmeye
başladım…Meğer Asude arkadan kaşgözle benimkini ikna etmiş. Doktorum geldi ona
da yalvardım dedi ki bak ben şimdi maç seyrediyorum yarım saate gelicem hala
istiyorsan yapalım!O an gülsem mi ağlasam mı bilemedim gerçekten…Kocam bana
inanmıyor, doktorum maç seyrediyor, Asude desem nuh diyor peygamber demiyor…Bense…ah
ben…
Asude birden
yere yastıklar dizmeye başladı..O an doğumunun kaderini değiştiren,bir ebenin
sihirli ellerinin nelere kadir olduğunu gösteren o an gerçekten inanılmazdı…Bana
ellerimin ve dizlerimin üzerine çökmemi söyledi ve yataktan aldığı örtüyü
kasıklarımın altından geçirerek sıkıca yukardan kavradı ve kalçamı yerden
keserek beni hızla sağa sola sallamaya başladı. Bir an acayip canımın yandığını
hissettim ve durdu.Beni bıraktığında bebeğimin kalçama yaptığı baskı kalkmıştı
çocuk doğum kanalına kayıverdi ve aniden ıkınma hissi başladı…Odada Sinan’ın
boynunda, kapıya asılan çarşafa tutunarak, çömelerek defalarca çocuğumu itmek
için ıkındım…Asude beni yatağa yatırdı ve dediki
“İstersen
burada doğurabilirsin, hadi elini ver ve bebeğinin başına dokun”
Ups…!!!Yapamadım
yapmayı çok arzu ettiğim bir şey olmasına karşın o kadar yorgun düşmüştüm ki
götürün doğum odasında doğuracağım dedim..
Doğum
odasına gittik içerde 7-8 kişi ben yarı çıplak, umrumda bile değil kim neremi
görmüş, yeter ki artık bebeğimi çıkarayım…Doğum birakmakmış, bırakmayı
öğrenmekmiş, tüm tabuları, ayıpları kaldırmakmış, o gün öğrendim, ben doğumuma
teslim oldum…
Masaya
yattığımda başka bir doktor gıcık oldum ona
“bu daha sürer çoook ıkınması lazım”gibi bir laf etti…Direk şahsıma hakaret
olarak aldığım bu laf sayesinde öyle bir ittim ki kızımı 15-20 dakika içinde
pıt diye doğdu.Zafer!!!
Ve aniden
oda çığlıklarla doğdu benim kart sesli kızım kocaman çığlıklarla ağlamaya
başladı…Allah dedim yandık biz bu zilliyleJ Derken kızımı göğsüme koydular ki o
anı hiç ama hiç unutamam…Gözlerini açtı ve tam gözlerimin içine baktı…artık hiç
ağlamıyordu…
Doğumun
ardından hemşireler odama gelip epiduralsız doğum yapan bayan siz misiniz diye
şaşkınlıkla soruyorlardı…Bu durum beni bayağı şaşırttı…Sanki yüzyıllardır
normal doğal doğum yapılmıyormuş gibi…ki birçoğu gerçekten görmemiş…Kalçamın
ağrısı olmasa doğum hele ki son bebeği itme kısmı gerçekten zor değil ve hiç
acı vermiyor..Suni sancı olmadığı zaman beden doğal olarak sizi rahatlatan
hormonlar salgılıyor zaten..Yeter ki dışarıdan suni destek az olsun..Tabi ki
gerekli durumlarda her şey yapılmalı o ayrı….
Birkez daha
iyi ki yoga hayatımda var dedim o gün ben….ve defalarca da diyeceğim
sanırım..Gerek nefeslerde, gerek bedenim titrerken kullandığım gevşeme
teknikleriyle her ne kadar dışarıdan destekçilerim olsa da kendi kendime de çok
iyi destek olduğumun farkındayım!
Herkese
böyle kolay ve rahat bir doğum dilerim! Ve herkese doğumlarına tecrübeli bir
ebeyle hazırlanmalarını tavsiye ederimJOnlar elleri öpülesi melekler çünkü!
Yakında doğum resimlerini de ekleyeceğim...:)
Yorumlar